
Klinik beslenme Akut ve kronik hastalıklar ve durumlar ile ilişkili besin öğeleri ve enerji eksiklik yada fazlalığı kaynaklı besinsel ve metabolik değişikliklerden korunmak, teşhis etmek ve yönetmek ile ilgilenen dilim dalıdır. Hasta merkezli koruyucu ya da tedavi edici herhangi bir besinsel önlem yada müdahale klinik beslenmenin tanımına ve alanına girmektedir.
Ne yazık ki Tıp fakültesinden başlayarak beslenmeye eğitimine ayrılan süre oldukça kısıtlı ve daha çok biokimya ve vitamin eksikliklerine odaklıdır. Bu nedenle üniversite ve eğitim hastaneleri dahil birçok merkezde hastalar hakkettikleri düzeyde klinik beslenme tedavisi alamamaktadırlar.
Malnutrisyon (Beslenme bozukluğu) Beslenme azlığı ya da fazlalığına bağlı, fiziksel mental fonksiyonların bozulmasına yol açan ve klinik sonuçları olumsuz etkileyen, vücut kompozisyonundaki ve hücre kütlesindeki değişiklikler olarak tanımlanır.
Daha çok yetersiz beslenme anlamında kullanılıyor olsa da bir çok farklı sebeple malnutrisyon yani beslenme bozukluğu ortaya çıkabilmektedir. Malnutrisyon hastalık olmadan; açlık , sosyoekonomik yada psikolojik nedenler ile gelişebilmektedir. Ancak Hastalık ilişkili akut ( örn . yaralanma ve kazlar ) veya kronik ( örn. Kanser hastalığı gibi nedenler ile daha sık karşılaşılmaktadır. Aşırı beslenme( obezite) , eser element eksiklikleri de malnutrisyon olarak tanımlanır.
Besin alımı ile ihtiyacı arasında bir dengesizlik söz konusudur. Hastaneye yatırılan hastaların % 40 ‘ına malnutrisyon mevcuttur.
Malnutrisyon ( Beslenme bozukluğu ) sonucunda;
gibi bir çok olumsuzluk ortaya çıkmakta ve bunlar klinik sonuçları olumsuz etkilemektedir. Cerrahi hastalarda malnutrisyonun olumsuz sonuçları daha belirgin olarak görülmektedir. Gastrointestinal sistem cerrahisi planlan hastalarda malnutrisyonun tanınması, önlenmesi ve tedavi edilmesi hayati öneme sahiptir. Hastanın ve hastalığın durumuna bağlı olarak bazı hastalarda yalnızca oral beslenme solüsyonları yeterli olurken bazı hastaların burundan yerleştirilen tüpler, mide veya ince barsağa yerleştirilen bir kateter yardımıyla veya tamamen damardan beslenmesi gerekebilmektedir. Bu noktada cerrahın bilgi birikimi ve tecrübesi ile hangi hastanın, hangi yolla,ne zaman ve ne kadar besleneceğine karar vermek zorundadır.